Перевод: со всех языков на немецкий

с немецкого на все языки

bir çırpıda

  • 1 bir

    bir
    I s
    1) Eins f
    \bir olmak sich zusammentun, sich verbünden
    2) iki/üç/dört günde \bir jeden zweiten/dritten/vierten Tag
    II adj
    1) \bir araba eine Fuhre; ( fig) ( pek çok) eine Menge
    \bir ayağı çukurda olmak ( fig) o ( fam) mit einem Bein im Grab stehen
    \bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek ( fam) lügen, dass sich die Balken biegen
    \bir çırpıda ( fam) auf einen Hieb, auf Anhieb, im Handumdrehen
    \bir el \bir eli yıkar, iki el \bir yüzü yıkar ( prov) eine Hand wäscht die andere
    \bir elmanın yarısı o, yarısı bu ( fig) o ( fam) sich gleichen wie ein Ei dem anderen
    \bir gecelik für eine Nacht
    \bir musibet bin nasihatten yeğdir ( prov) durch Schaden wird man klug
    \bir taşla iki kuş vurmak ( fig) o ( fam) zwei Fliegen mit einer Klappe schlagen
    o benim \bir tanem sie [o er] ist mein Ein und Alles
    2) \bir şey etwas
    \bir şey değil! nichts zu danken!, keine Ursache!, macht nichts!
    \bir şey söylemeden ohne etwas zu sagen
    bu bambaşka \bir şey das ist etwas ganz anderes
    3) \bir akşam/gün/sabah eines Abends/Tages/Morgens
    günün \birinde eines Tages
    saat \bir es ist ein Uhr
    4) \bir yanda(n) ..., \bir yanda(n) ... einerseits..., andererseits...
    \bir yanda(n) merak ediyorum, \bir yanda(n) korkuyorum einerseits bin ich neugierig, andererseits habe ich Angst davor
    5) ( herhangi) irgend
    \bir yerde irgendwo
    dün çantamı \bir yere koydum gestern habe ich meine Tasche irgendwohin gestellt
    1) ( yalnız, ancak) nur
    \bir deri bir kemik olmak ( fam) nur Haut und Knochen sein
    bunu \bir sen yapabilirsin nur du kannst das tun
    2) ( fam) mal
    kafanı \bir işletsene! denk doch mal scharf nach!
    3) einmal
    \bir daha ( bir kez daha) noch einmal; ( olumsuz cümlede) nicht mehr
    \bir varmış, \bir yokmuş lit ( masallarda) es war einmal, es war keinmal
    \bir yağmur yağdı, \bir güneş açtı einmal regnete es, einmal schien die Sonne
    burada ( sakın) \bir daha görünmeyin! lassen Sie sich hier (bloß) nicht mehr blicken!
    4) \bir aşağı \bir yukarı gezinmek/gitmek auf und ab schlendern/gehen
    \bir zamanlar einstmals
    yerle \bir etmek dem Erdboden gleichmachen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > bir

  • 2 çırpı

    1) ( dal, budak kırpıntısı) Schnitzel pl von Ästen und Zweigen
    2) ( fam)
    bir \çırpıda auf einen Hieb, auf Anhieb, in einem Aufwasch [o Abwasch]
    bu iş bir \çırpıda biter das geht in einem Aufwasch
    3) Linierung f mittels einer Schlagschnur

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > çırpı

  • 3 çırpı

    çırpı Rute f, Gerte f; Markierung(slinie) f;
    çırpıya getirmek (aus)richten;
    bir çırpıda auf Anhieb;
    çalı çırpı Reisig n

    Türkçe-Almanca sözlük > çırpı

  • 4 ceffelkalem

    ( hiç düşünüp taşınmadan) ohne nachzudenken; ( bir çırpıda) auf einen Hieb, auf Anhieb

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > ceffelkalem

См. также в других словарях:

  • bir çırpıda — zf. Çabucak Üstelik bunu bir çırpıda, beş kere değil, on kere değil, elli kere yapabileceğiz. T. Halman …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dikmek — 1. i, e, er 1) Bir cismi dik olarak durdurmak Bir yere direk dikmek. 2) Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir. F. R. Atay 3) i Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çabucak — zf. 1) Vakit geçirmeden, kısa sürede, aceleten, acilen, alelacele, anında, bir anda, bir çırpıda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çırpı — is. 1) Dal, budak kırpıntısı Bir çırpıya benzeyen kolunu sol tarafta bir yere uzattı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Boyalı ve gergin bir sicimi yay gibi çekip bırakmak yoluyla çizgi çizme Çırpı vurmak. 3) Çok zayıf Birleşik Sözler çırpı ipi çalı çırpı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ceffelkalem — zf., esk., Ar. ceff + ḳalem Düşünüp taşınmadan, bir çırpıda Avrupalılar, bir şiirimiz olduğunu bilmezler ve Türk ün bu bahiste de kabiliyetini ceffelkalem inkâr ederler. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arınma — is. 1) Temizlenme Ramazanın bu alışkanlıklardan bir çırpıda arınması düşünülebilir mi? N. Cumalı 2) fel. Ruhun tutkulardan temizlenmesi 3) fel. Duyguların sanat yoluyla arınması …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaya bırakmak — 1) yarışma söz konusu olan durumlarda geride bırakmak Özellikle süper devletler, kendi çıkarları için kendilerine muhtaç dostları bir çırpıda yaya bırakıverirler. T. Halman 2) yarı yolda bırakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»